1. Anasayfa
  2. Magazin

Sevgilisinden ayrılan Hazım Körmükçü, dedesinden özür diledi

Sevgilisinden ayrılan Hazım Körmükçü, dedesinden özür diledi

5 ay aşk yaşadığı meslektaşı Damla Cercisoğlu’ndan ayrılan ve beraber oynadıkları oyunu bırakan ünlü oyuncu Hazım Körmükçü, uzun bir yazıyla yaşadıklarını kaleme aldı ve adını taşıdığı dedesinden özür diledi. İşte o yazı:

“Yeri doldurulamaz kıymetli dedem, senden özür dileyerek başlamak istiyorum satırlarıma… Çünkü ben sonradan değil, senin genlerini taşıyarak yapıyorum bu mesleği.
25 gün değil, 10-15 gün önce ayrıldık. Kendisi evlenmeyi düşündüğüm kişiydi. Doğum günüm olan 30 Ocak’ta evlenecektik, ancak evlenme teklifini henüz yapmamıştım. Bir takım sebeplerden dolayı daha ileri bir tarihe erteledik. Birlikte yaşıyorduk. Bundan bir hafta önce prova yaptığımız Blackout Sahnesinde ki ben ayrılmıştım evden…

“Damla’ya dedim ki; Damlacığım ikimizin de şu sıralar yoğunluğu var oyun çıkarıyoruz. 14 Şubat ilk oyunumuzdan sonra salı, çarşamba, perşembe günlerinden bir gün gelir eşyalarımı götürebilecek hale getirir sonra da araba ayarlayıp diğer bir günde taşınırım dedim. Ve anlaştık.

Kendisine olan sevgimi iyi bilir. Ama olmadı. Üzülsem de ayrıldık. Bu süre zarfında zaten evde kalmıyordum. Ayrılık yaşıyorum, tabii ki üzüldüm. Hatta provada oyunun ilk gösterimine daha varken Burçin’e Bildik’e kuliste aynen şunu söyledim.

‘Damla ile durumumuz, şartlarımız keşke böyle olmasaydı 14 Şubat Sevgililer Günü’nde seyircinin önünde evlenme teklif etmeyi düşünüyordum’ dedim. İşte ne acı ve yazık ki, bu lafım karşı tarafa bambaşka aktarılmış. 14 Şubat Sevgililer günü Damla’ya sevdiği çok güzel bir çiçek ve tamamen kendisi ile ilgili en samimi düşünce ve dileklerimi belirten bir yazıda gönderdim çiçekle…

Oyun öncesi gelip, çok teşekkür ederim, çok güzel şeyler yazmışsın’ dedi. Sarıldık. Gerçekleri yazdım, dedim ben de… Oyunumuzu oynadık, çok güzel geçti. Selama çıktık oyuncu arkadaşlarımızla.. Gala gecelerinde, oyunda emeği geçen, kostüm, ışık, ses, afiş velhasıl kim varsa o oynanan oyunda ki, bir oyuncu tarafından sahneye davet edilir. Ve bu seçim yapılırken o gecenin sunumu yapacak kişi de olması gereken kıstaslar şudur.”(Biz ustalarımız dan öyle gördük çünkü) Yıl, yaş, tecrübe “Kıdem”… Ama ne oldu? Burçin Bildik kardeşime verdiler bu sunumu… Neden, çok net yukarıda anlattığım o tiyatronun sevimsiz “kulisi “yüzünden… Canları sağolsun ki, gelen seyircinin bile dikkatini ve tepkisini çekmişken…

Ve ben üç kuşaktır dede mesleğini devam ettirmeye çalışan biri olarak, nasıl kırıldığımı tarif bile edemem size… Oyun bittiken sonra Damla ile birbirimizi tebrik ettik, sarıldık. ‘İyi akşamlar Damla’cım görüşmek üzere’ diyerek akşam 23.30’da tiyatrodan ayrıldım. Farkılı duygular içinde… Okuldan arkadaşlarımla beraber yola çıktık.

Saat gece 12’ye doğru Damla aradı. Heyecanlandım. Açtım. ‘Hazım, eşyalarını salı mı, çarşamba mı, ne zaman alacaksın dedi?’ Temizlikçi kadın 6 kez aramış bugün gün söylemem gerekiyor dedi. Senin için uygun olan bir gün neyse geleyim ama bu saatte, böyle bir günde, sevgililer gününde, oyunumuzun ilk gecesinde bunun için mi arıyorsun, tebrik ediyorum seni..

Ki hani konuşmuştuk ya… Yangından mal kaçırır gibi, zamanlama durumu yanlış. Burada ne naiflik var insan böyle arar mı? Bu kadar sert ve soğuk.. Acelen mi var? Sonuç itibariyle geleceğimi ve eşyalarımı alacağımı söyledim zaten… Ve ben bu sebepten öfkelenip, sinirlenmişim. Öyle mi? Külliyen yalan… Yanımda arabada Allah’tan iki kişi şahitim var.

Oyundan ayrılma konusuna gelirsem, profesyonellik de bir yere kadar…  Orada duygularımı ve heyaenlarımı dile getiriyorum ben… Karşı tarafın bu tavrı beni çok kırdı. Yazıp yöneten, oynayan ve her oyunda karşılaşacağım sevdiğim biriyle olmak beni çok zorlayacaktı. Sonuçta insanım, duyguları olan… Oyuna ve mesleğime hizmet etmek için oradayım, biliyorum. Fakat yaklaşım ve davranışlar öyle değil.

Kıskançlık nedeniyle tartıştılar diye haber yapmışlar. Benim genim de kıskançlığın “K”si yok… Çalışma arkadaşlarımdan özür diliyorum. Hiçbir gün provayı aksatmadım yetersiz bir performans sergilemedim. Zaten oynadığım Erman karakterini bu beş aylık birlikteliğimiz de ki beni Hazım’ı yazdı. Sosyal medyada daha önce paylaştığım… “Hangisisin, sahtesiniz” ise, evet arkasından demediğiniz kalmaz, yüz yüz’e iken bambaşka…

Ben böyle bir “Tür ne oldum, ne de olabildim. Genel sanat yönetmeni Hakan Altıner’in mesajına ise; Hakan Altıner büyüğümdür, ustamdır. Saygıda kusur etmemişimdir. Bu yayınladığı benim için ise kendi tasarrufudur. Ben de herkesi kendi zekasına ve ahlakına davet ediyorum. Ve dedem senden tekrar özür diliyorum incittiysem seni ..

Birsen Altuntaş birincilikle girdiği Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü'nden 1997 yılında mezun oldu. Şimdiye kadar Milliyet, Güneş gazetelerinde ve Star TV'de Duymayan Kalmasın programında Magazin Müdürü olarak çalıştı. Son olarak bir televizyon kanalında "Magazin Haber Müdürü" olarak çalıştı.

Yazarın Profili
Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir