Ahmet Tatlıses ve annesi Adalet Sara uzun süredir İbrahim Tatlıses’le kanlı bıçaklı… Kavgaya Tatlıses’in Bitez’deki 21 adet dairesinin satışı sebep olmuştu. 72 yaşındaki Tatlises evlerin satışını kendisi yapmak isteyen oğlu tarafından tehdit edildiğini belirterek şikayetçi olmuştu. Ahmet Tatlıses de babasının akli melekelerinin yerinde olmadığı gerekçeksiyle mallarına şerh koydurmak için dava açmıştı.
Bu kavgayı Tatlıses’in önceki yaz geçirdiği ve ölümden döndüğü trafik kazası bile tatlıya bağlamamıştı. Son olarak İbrahim Tatlıses, Ahmet Tatlıses’ten olan torunu Mert’e evini işgal ettiği gerekçesiyle dava açmıştı. Dava İbrahim Tatlıses’in lehine sonuçlanmış, mahkeme Mert Tatlıses’in evi boşaltması ve 370 bin TL haksız işgal tazminatı ödemesine hükmetti. Dava sonrası İbrahim Tatlıses, oğlu Ahmet hakkında “Oğluna babalık yapsın, babalık nasıl yapılır onu öğrensin” demişti.
Bu sözlere alınan Ahmet Tatlıses uzun bir mektup yazdı ve babasına tepki gösterdi:
“Herkese merhaba… Geçtiğimiz günlerde İbrahim Tatlıses’in yine beni ve oğlumu hedef alan söylemlerinden sonra açıklama yapmam elzem oldu. Ramazan ayı ve bayram dahi dinlemeyen İbrahim Bey’in asılsız ithamlarından sonra ben de birkaç şey söylemek istiyorum. Oğlum Mert’e yıllar önce kendi isteği ve rızasıyla sahip olduğu evlerden birini verdi. Verdi derken tapusunu değil tabii ki de… Zaten aynı sitede bulunan diğer evlerinde de rahmetli babaannem ve amcam yaşıyordu.
Oğlum 6 yıl önce evlendi ve orada ailesiyle yaşamaya devam etti. Sonra kendisi bunu yeni fark etmiş gibi dava açtı. Oğlumun evi terk etmesini ve geriye dönük kiraları faiziyle istedi. Düşünün bir eviniz var ve siz yıllar sonra fark ediyorsunuz ki, evinizi torununuzu işgal etmiş ve siz yıllarca bunu fark etmemişsiniz. Ne kadar enteresan değil mi? Ben alışkınım elbette… Oğlumun ağrına gitti ama asıl sebebini İbrahim Tatlıses’in yaşadığı gelgitler ve bana olan tepkisinden olduğunu biliyoruz.
Kendi torununa dava açtı. Mahkeme kararı sonrası da yine beni hedef alan açıklamalar yaptı. ‘Babalık yapsın, babalık nasıl yapılır onu öğrensin’ gibi tuhaf ağır söylemlerde bulundu. Yani olay yine bana geldi. Benim oğlum 2 yaşında löseminden annesini kaybetti. Ben genceciktim. O sırada Kars Sarıkamış’ta vatani görevimi yapıyordum. Askerden geldim, babalığını yaptım. Mert’in büyümesinde hem annemin, hem halalarının, hem de rahmetli annesinin ailesinin emeği çoktur. Allah razı olsun…
Ben yıllarca Mert’e babalık yaparken sana da evlatlık yaptım İbrahim Tatlıses… Ben babalığın nasıl yapıldığını çok iyi biliyorum. Siz bu konuda ahkam kesecek son insansınız. Daha çocuk yaşta beni kendinize koruma yapmış, kalabalıklarda konserlerde önünüze kalkan yapmış insansınız. Yetmemiş gibi başınıza gelen her olayda da beni sorumlu tutmuş bir babasınız. Yukarıda Allah var. Tüm yakınlarınız, magazin dünyası şahit bunlara… Şimdi düşünüyorum da bir baba çocuğunun canını nasıl bu kadar umursamaz. Ben yıllarca canımı hiçe saydım, sizi korudum… Siz benim evlatlığımı da, babalığımı da sorgulayamazsınız…
Kendinizi her tehlikede hissettiğinizde yetiş dediğinizde yanınızda ben oldum. Şimdi kalkmış ‘Babalık nasıl yapılırmış onu öğrensin’ diyorsunuz… Sizi örnek alsaydım, vay çocuklarımın haline…
Siz babalığınızla sadece bana değil, diğer çocuklarınıza yani kardeşlerime de ağır travmalar yaşattınız, yaşattırdınız. Herkes sevgisinden, saygısından susuyor ama bilen de biliyor… Hiç açmayalım o konuları… Benim evlatlarımın bir gün gelip beni şikayet etti mi size? ‘Babamız şöyle böyle’ dedi mi? ‘Babam yapmıyor, bize bakmıyor’ dedi mi? Bugün evden attırmaya çalıştığınız oğlumu yere göğe sığdıramayan sizdiniz. Hiç önemli değil. Evinizde kim isterse onu oturtun, mal sizin…
Ben çocuklarımı açta açıkta bırakacak bir baba değilim. Ayrıca oğlum Mert de yaşamak için bana muhtaç değil… Öyle bile olsa ben ne oğlumu ne de torunlarıma mağdur etmem… Onlar da beni etmez… Tıpkı benim de size etmediğim tek lafınıza sahip olduğum kendi evimi size verdiğim gibi…
Sizin için yaptıklarımdan hiç pişman değilim… İbrahim Tatlıses her ne kadar sevgisiz, babalık duygusundan yoksun bir insan olsanız da ben evlatlık görevimi yaptım. İki tane aslan gibi oğlum var. Hatalarında da arkalarında dururum, doğrularında da gururla bakarım…
Sizin gibi evlatlarıma beddua etmem. Bir gün babalığım sorgulanacaksa bunu yapacak olan çocuklarım olur.
Ez cümle artık yeter! Amacınız gündeme gelmek mi? Yoksa konuları çarpıtıp hali hazırda devam eden dava sürecini uzatmak için bahane yaratmak mı bilmiyorum ama lütfen rica ediyorum benim çocuklarımı ve ailemi asılsız ithamlarla manşetlere taşımayın! Artık tüm sevenlerimizden kendi adıma özür diliyorum. Yine gereksiz meşgul ettik. Bunca açıklamayı ben de yapmak istemezdim ama konu aile ve babalığım olunca hassasım… Saygılarımla…”