Ali Atay Şişli Belediyesi ile Film Yönetmenleri Derneği’nin düzenlediği ‘Şişli’de Film Perdede, Yönetmen Sahnede’ etkinliğine katıldı. Küratörlüğünü yönetmen Eylem Kaftan’ın yaptığı, City’s Nişantaşı sinemalarında gerçekleşen söyleşi hakkında merak edilen sorulara yanıt veren Atay, şunları söyledi:
“Yalan söylemeyeyim, televizyonda çalışmak zor iş, en son bir tane dizi çektik. Yani 7-24 setteydim, benim bir hayatım ve çocuklarım var, eşim ve ailem var. Onlara hiç zaman ayıramadım, televizyon gerçek yorucu ve tüketiyor insanı. 150 dakika televizyona bir haftada iş yetiştirmek çok zor. Tükenmişlik sendromu yüzde yüz var. Yani olmaz mı? Yani düşünsenize sürekli settesiniz, yüzünüzde makyaj, saçında bir şey var ve sürekli bir karakteri canlandırıyorsun. Altı gün boyunca bir gün tatilin var, darmadağın olursun. Dağılma sendromu oluyor yani. Ben bir gün çocuklarımı görmeyeyim özlüyorum.
Zor iş. Bunu ayarlayamıyorlar sendikalar elinden geleni yapıyor, reklamcılar diğer taraftan bastırıyor. Televizyon çok karışık bence 150 dakikalar olacak iş değil. İnsan hududunu aşan şeyler. Ben o yüzden ekrandan uzak durmaya çalışıyorum fakat çok da geri çeviremeyeceğim bir rol olursa yaparım… Hem yönetmenliği hem oyunculuğu bir arada yürütmüyorum ara veriyorum. Oyunculuk yapıyorum, bir dönem yapmayıp sadece yönetmenliğe ağırlık veriyorum. Değişiyor yani. Şu an ikisini birleştirmeye çalıştığım bir dönemdeyim. Bir senaryo yazdım onu ekibimle çekip oynamayı planlıyorum.”
Son olarak ilki 5 yıl önce vizyona giren “Ölümlü Dünya” filminin devamını çeken Atay, bir itirafta bulundu ve “Ölümlü Dünya’yı da ilk çektiğimde seyirciden çok dayak yemiştim. Çok yeni bir komedi olduğu için sonra izleyerek alıştılar. Şimdi senaryosunu yazdığım bu dizi için de öyle bir şey gelebilir başıma” dedi.
Kızı Leyla Süreyya’nın sekiz aylık olduğunu ve kız babası olmanın muhteşemliğine değinen Ali Atay “Çocuklarınızla reklam filminde oynamaya sıcak bakıyor musunuz? sorusunu ise şu yanıtı verdi:
“Reklam teklifleri geliyor da Hazal’la karar veremiyoruz bilemiyoruz. Çocukları sete çıkarmak sıcak gelmiyor. Çocuğunu böyle gün yüzüne çıkarmak istemiyorsun yani onu sakınıyorsun her şeyden. Kesin radikal diyemem ama şartlar uygun olursa belki olabilir…”